Mehmet Akif İNAN Köşesi

Mehmet Akif İNAN

SENDİKAL ANLAYIŞI

1992 yılında bir grup arkadaşıyla kurduğu Eğitim-Bir-Sen'in ilkeleri ve amaçları belirlenirken, O'nun birikimi etkili olmuştur. Memur-Sen ve Hak-İş
gibi büyük konfederasyonların temel değerlendirmelerinde, O'nun kalıcı izleri devam etmektedir.

O, toplum değerlerinin ve bu değerlerin içinde oluşan fikirlerin, eylemle, bütünleşmesini, örgütle güçlendirilmesini amaçlıyordu. Bunun yolu da sivil toplum örgütleri yada sendikacılık yönünden örgütlenmek gerekiyordu.

Statüko'nun siyaset, bürokrasi  sermayenin tutucu yapısı nedeniyle devam ettiğini, değişimin sivil örgütlenme  ve sivil güç baskısı ilemümkün olacağını düşünüyordu. Demokrasinin sivil katılımla güçleneceğini, siyasetin halk denetimi ile kirliliklerden arınacağına inanıyordu.

Sendika üyelerine yaptığı değişik konuşmalarında, sendika bültenlerinde üzerinde durduğu görüşler klasik  sendikal anlayışla uyuşmadığı gibi devrim niteliğinde değişikliklere sahipti.

Yalnızca sınıf sendikacılığı

Yalnızca ideolojik sendikacılık

Siyasi bir partiye dayalı sendikacılık

Dini söylemlere dayalı bir sendikacılık

O' nun kırmızı çizgilerle reddettiği bir anlayıştı.

Sendikacılık bir  muhalefet hareketiydi. Sermaye ya da iktidara dayalı bir sendikacılığın sarı sendikacılık olacağını belirtiyordu.

Sendikal muhalefetin veya sivil itaatsizliğin toptan reddetmek şeklinde olmasını istemiyor,yapıcı muhalefeti tercih ediyordu..Siyasi nedenlerle ,siyasi iktidarı yıpratmak amacıyla bir muhalefet yerine uzlaşmacı bir tutum benimsiyordu.

Siyasi partilerle eşit mesafede olmayı tavsiye ediyordu. Bürokrasi ve diğer örgütlerle  yapıcı diyalog içinde olmayı istiyordu.

Kim olursa olsun mazlumun yanında olmak.

Kim olursa olsun yolsuzluklara karşı durmak

Fikri temelinde, yapısal olarak ta; Sendika bir dernek değildi. Sendika bir vakıf değildi Sendika bir meslek kuruluşu değildi Sendika bir siyasi parti değildi.

Sendika bütün bunları kapsayan bir kuruluştu. Hizmet sendikacılığı öne çıkardığı bir slogandı.

Emek platformu O'nun eseridir denilse abartılmış olmaz. Sivil güçlerin işbirliğini, güç birliğini sürekli savunmuştur. Emek platformunun oluşması
içinde büyük çaba harcamıştır.

Sendika içinde demokrasinin yerleşmesi için çaba sarf etti. Güçlü bir merkezden çok güçlü bir örgüt yapısı tercihiydi.

Sendikacılığın kendi çevresinde yeni olduğunu  biliyordu. Kimilerinin sendikayı bürokrasi ya da siyasete atlama taşı olarak kullanabileceğini fark ediyor; sendikacı yetiştirmeye çalışıyordu. Kendisi bütün teklifleri geri çevirerek bu konuda örnek olmuştu.

Sendikal bir dil oluşması, sendikanın öneminin sendikacılığa yabancı bir dünyaya  anlatılması kolay olmadı. Bütün Türkiye'yi karış karış gezdi. Tok
ve gür sesiyle salonlarda, alanlarda fark edilen hitabetiyle bir temel oluşturdu. Eylemlerde en önde yer aldı. Sosyal güvenlik yasası için yapılan
toplantı ve yürüyüşlerde yılmadı, yorulmadı. Medya'da saygın kişiliği ile görüşlerine başvurulan, ciddi bir sendikacı örneği gösterdi.

Toplu sözleşme ve grev hakkı bulunan bir sendika istiyordu. Kamu çalışanlarının dünyadaki meslektaşlarının haklarına kavuşması için çaba sarf etmişti.

Memur-Sen O'nun eseridir

O'nun ömrü bu kısa zaman aralığında yaptıklarıyla anılmaya değer çalışmalarla geçti. Eserlerinin yaşaması, O'na vefanın en belirgin göstergesi
olacaktır



Ücretsiz web sitesi oluşturun! Webnode