ALİ ERDOĞAN DİYOR Kİ!!!

13.04.2015 00:41
 
 Ali ERDOĞAN DİYOR Kİ!!! 

EYY GENEL MERKEZ EYY GENEL YÖNETİM SUSMA CEVAP VER!!!

Sükut ikrardan gelirmiş eğer ikrar etmiyorsanız cevap vereceksiniz, cevap veremiyorsanız çekip gideceksiniz.

Üyelerden toplanan aidatlar buharlaştı mı ki kredi çektiniz? 
Neden kimseye sorulup danışılmadan faizle 150.000.00 TL banka kredisi kullanılmıştır? 
Bu kredinin kullanılmasının dayanağı nelerdir?
Çekilen 150.000.00 TL kredi nerelere harcanmıştır? 
Bu kredi için üyelerin sırtından ne kadar faiz ödenmiştir? 
Halen faiz ödemeleri devam etmekte midir?

BU KREDİ MAKUL, MEŞRU VE YASAL İSE O ZAMANIN GENEL BAŞKANI VE BU YÖNETİM KURULU BU KREDİYİ NEDEN İNKAR ETMİŞLERDİR?

Eğer bu krediyi kullanmak yasal, meşru ve makul ise sendikamızın ve üyelerimizin sırtından siyasi rant devşirerek belediye başkanlığına zıplayan eski genel başkanının bu yönetiminde aralarında bulunduğu Mini Başkanlar Zirvesi'nde Genel Yönetim Kurulu adına söz alarak bu kredi alma işini neden inkar etmiştir?

Bundan yaklaşık 2.5-3 yıl önce İç Kale Otel'de Mini Başkanlar
Zirvesi'nde bu soru gündeme geldiğinde eski Genel Başkan Genel Yönetim adına söz alarak bu gerçeği neden inkar etmek zorunda kalmıştır?

Ardından bunu ileri sürenleri müfterilikle suçladığı, hemen akabinde söz alan Genel Denetleme Kurulu Başkanı'nın ise bu iddiayı ileri sürenlerin müfteri olmadığını müfterinin bizatihi genel başkan olduğu anlamına gelen sözleri üzerine

ALENEN YALANLANAN BİR Genel Başkan olarak, Başkanlarına yalan söyleyen bir Sendika Genel Başkanımız olarak maalesef tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir.

Sendikamızın temel felsefesini, tüzüğünü, misyonunu oluşturanlardan biri olarak faiz ve rantiye karşıtı mütedeyyin insanların kurdukları sendikamızda geçmişte her arkadaşımızın halince yardımlarıyla
kurarak örgütlediğimiz ve büyüttüğümüz 5 kuruş dahi aidat geliri olmayan
dönemlerde asla tenezzül dahi etmediğimiz ve ileride suiistimal edilmesi
ihtimaline binaen tüzüğümüzü sıkı sıkı kurallara bağlayarak faizle borçlanmayı zorlaştırmamıza, kredi çekmeyi YASAKLAMAMIZA RAĞMEN içlerinde kimileri o dönemlerde rakip sendikalarda yönetici olanlarında bulunduğu sendikamızın şimdiki genel yönetiminin 150.000,00 TL faizle banka kredisi kullanması reva mıdır?

Faiz ve rantiye karşıtı mütedeyyin insanların kurdukları, 5 kuruş dahi aidat geliri olmadığı ilk kuruluş yıllarında üyelerinin maddi manevi katkıları ile örgütlenen ve büyütülen, ancak o zor dönemlerde asla tenezzül dahi edilmediği gibi, ileride suiistimal edilmesi ihtimaline karşı sıkı kurallarla faizle borçlanmanın zorlaştırıldığı tüzüğümüzde, kredi çekme yasaklanmasına rağmen, o dönemlerde rakip sendikalarda yönetici olanlarında bulunduğu şimdiki genel yönetimin 150.000,00 TL banka kredisi kullanması ve bunun faizinin de üyelerden aldıkları aidatlarla ödenmesi üzerine tarafımızca defalarca sorulmasına rağmen bu kredinin nerelere ne zaman ve nasıl harcandığını bu genel yönetimin şifahen ya da web sitesinden açıklayamaması sizce de manidar değil midir?

Mütedeyyin üyelerinizin faiz konusunda hassasiyetleri olabileceği neden umursanmamıştır?

Bütün bunları açıklamaktan neden korkuyorsunuz?

Özellikle Bu konularda Bu Genel Yönetim Kurulu'nun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet edilmeleri üzerine gündeme bomba gibi düşen ve AYYUKA ÇIKAN BU İDDİA VE İTHAMLARA RAĞMEN ısrarla genel merkezin neden kredinin çekilmiş olduğu yaklaşık 3, 3.5 yıl önceki 5-6 aylık dönemdeki sendikamızın gelir ve giderlerini açıkça kalem kalem gösterir hesap hareketlerini gösterir bir listeyi Yani

Mali Tabloyu Bu Günece Neden Web Sitesinden Yayınlamamışlardır?

Bu durumu deşifre edenlere 10 PARMAĞINDA 10 KARA İLE hücum eden BİR GENEL BAŞKAN ve GENEL YÖNETİM KURULU bu durumun açığa çıkması ve deşifre edilmesi sonrasında ne yapmaktadır?

Neden bu Genel Yönetim Kurulu'nun toptan istifa etmemiştir?

Bu duruma neden sessiz kalınmıştır?

BİZLERE TÜZÜĞÜNÜ SAKLAYAN SENDİKA ZİLLETİNİ YAŞATMAYA NE
HAKKINIZ VARDI?

Yukarıdaki bu iddialarla bağlantılı olarak sendika tüzüğünün ısrarla 2 yılı aşkın süre web sitesinde yayınlanmadığı, tüzüğün kimsede olmadığı ve bu konudaki tüzüğün ortaya çıkartılmasına yönelik ısrarlı taleplerin kesinlikle karşılanmamasının nedeni nedir?

Bu iddialarla alakalı olarak neden her hangi bir açıklama yapılmamıştır?

Genel Kongre öncesinde en geç Genel Kongreye 15 gün kala üst kurul delegelerine gönderilecek olan Genel Denetleme Kurulu Raporunun bahsi geçen nedenlerle çok ayrıntılı ve mali tabloyu özellikle 150 bin TL KREDİNİN ÇEKİLDİĞİ DÖNEMDE EN AZ 6 AYLIK DÖNEMİ çok ayrıntılı olarak gösterir şekilde tüm hesap hareketlerini borçları, üye aidatlarını ve tüm harcamaları kalem kalem gösterir şekilde ve genel yönetim kurulu üyelerinin maaşlarını ve tüm gelirlerini her ne ad altında olursa olsun aldıkları tüm ödemeleri gösterir şekilde düzenlenerek gönderilmesi elzemdir.

Yoksa bu hususları açık açık sorarak sendikamızı yönetenlerin mutlaka açıklama yapmaları gerektiği konusu başta olmak üzere diğer benzer ve çeşitli konularda açıklamalarda bulunarak yapacağımız konuşma hakkı da bu konulara göstereceğiniz hassasiyet te vereceğiniz destekte sendikamızın geleceği açısından son derece önemlidir.

Tüzük bir kurumun onurudur, şerefidir, haysiyetidir. Hiçbir şekilde çiğnenmemesi gereken mevcut tüzük nedeni ile bu genel yönetim kurulu üyeleri Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet edildiği üzere tüzük tahrif edildi iddialarının gölgesi yetmezmiş tüzük sendikanın web sitesinde yayınlanmadığı gibi bu yönde yapılan tüm çağrılara kulaklar tıkanmış, üye ve temsilciler bir yana şube ve il başkanlarından bile saklanmıştır.

Kısaca "Tuz kokmuştur". Bizler bu sendikaya üye olurken "TÜZÜĞÜ OKUDUK VE KABUL ETTİK" diyerek üyelik formuna imza atıyoruz. Tüzüğün nasıl değiştirileceği belli iken,

Mevcut tüzük yürürlükte iken tüzük hükümlerini yok saymak, 150.000,00 TL faizle bankadan kredi almak, Maaşlarını genel kurulda kararlaştırılandan neredeyse 2 kat fazla almak gibi Çok ağır ve çok ciddi iddialar karşısında, tüzük maddelerinin kapalı kapılar ardında tahrif edildiği iddiaları karşısında, suskun kalarak bu iddialara açık ve net bir cevap vermek yerine bu iddiaları ortaya atanlara saldırmak zavallılık değil midir?

Sendikamızın tüzüğünün yapılan tüm çağrılara rağmen 3 yıla yakın devlet sırrı gibi saklanması Şaban Kavuk isimli bir genel merkez eski yöneticimizin tüm delegasyona ve il başkanlarımıza göndermiş olduğu
yazı da

tüzük bende yok web sitesinde yok sende var mı arkadaşım?

Anlamında ki çağrılarına kulaklar tıkanmıştır.

Tüzüğü yaklaşık 3 yıl saklayanlar değil de bizler neden gerek duyuldu bu 150.000 TL krediye bu kredi nerelere harcandı? üyelerimize bilgi verilsin dediğimiz için mi İhanet içerisinde oluyoruz? Madem tüzüğü saklamadılarsa böyle abuk subuk Tüzük Çalışma Bakanlığı'ndan onaydan gelmedi gibi bir gerekçeye bizi inandırmaya çalışanlar bu iddialar ayyuka çıktığında neden bu açıklamayı sendikamızın web sitesine koymadılar? Bu husus gizli mi kalacak sanıyorlar. Yarın Başsavcılığa yeniden yapılacak bir şikayet ile mutlak surette

BU GENEL MERKEZİN TÜZÜĞÜMÜZÜN YILLARCA HERKESTEN SAKLADIĞIDA İSPAT OLUNACAKTIR.

Bu soruların hiç birine hiçbir şekilde açıkça cevap vermedikleri ama global saçma bazı sözlerle bu hususu geçiştirdikleri herkesçe malumdur. Bu nedenle de bu genel yönetim kurulu kendi başkanlarından ve üyelerinden tüzüğünü saklayan bir genel merkez olarak maalesef tarihimize
kara bir leke olarak geçmiştir.

Böyle Bir Yapıya Sendika, Bu Sendika'ya da M. Akif İnan Sendikası Denilebilir mi?

Tüm üyelerimizin Demokratik bir Genel Merkez özlemini tüketen bu anlayış karşısında yaşadıklarımızı sendikamız kamuoyu ile paylaşma yolu dışında bir yol kalmamıştır.

SENDİKAMIZIN EYLEMSİZLİK SÜRECİ

Kuruluşumuzun Anonim Şirket olma sürecinde diğer sendikalarla müşterek olarak eylem yapacağız şeklinde karar alınıp, sabaha karşı mesaj atılarak biz eylemden vazgeçiyoruz demek sendikacılığın neresinde vardır?

Üyeleri meydanlarda, sendika yönetimi pazarlık masasında...

Bizde sorduk bu sözüm ona sendikacılara...

Bizler sendika üyesi değil miyiz?

Sendika üyesi isek neden bizlere destek olmuyorsunuz?

Şekli ne olursa olsun neden eylemde yer almadınız?

Bu üyeniz olan personelin diğer sendikalara mensup personelce alay konusu yapılmasından hiç mi rahatsız olmadınız?

Siz neden üyelerinizin yanında meydanlarda değildiniz?

Sendikacı olarak sizce de o gün meydanlarda olmanız gerekmiyor muydu?

Sorun ne olursa olsun, size orada bizlere destek olmak yakışmaz mıydı?

Sendikacı olduğunuzu unutup gelecek için siyasete hazırlık çalışmaları yapmanın sonucu mu çıkamadınız meydanlara?

Devletin sendika aidatı yardımı yapmasından sonra sendika üyesi memur sayısının yoğun bir şekilde artmasını kendi yönetiminizin başarısı gibi sunarken bu şekilde eylem kırıcılığı yapmayı onurunuza nasıl yedirdiniz?

Sendikamıza gelmiş olduğu rakip sendikada geçmişte şube başkan adayı
olduğu ama kazanamadığı seçimler sonrasında orada kazanan ekiple kavga ederek intisap ettiği sendikamızın kurucularına, çok önemli değerlerine sendikamızın web sitesinden faizle ve ekonomik ve siyasi rantla uğraşanın bizatihi kendisi olduğu halde tıpkı gelmiş olduğu rakip sendikadan sendikamızın yöneticilerine yapılan hakaretler ve benzeri karalamaları yaparak, bizleri ve sendikamızın eski genel merkez yöneticilerini rantiyecilikle suçlaması ardından da bizlerin sırtından siyasi rant devşirip belediye başkanlığına zıplaması muhteşem bir garabet değil midir?

İşte biz böylesine durumlarda elbette meşru müdafaa ve eleştiri hakkımızı
kullandık.

SENDİKANA SAHİP ÇIKMALISIN!!!

Sendikacılığı üye sayısının çoğaltılmasına indirgeyen bir sendikal anlayıştan hızla uzaklaşılarak üyelerine daha iyi hizmet verilebildiği ölçüde üye kazanıp büyüme anlayışına sahip olunması gerekmez mi?

Sendikacılığı sadece kendi yandaşlarını korumak olarak algılayan bir zihniyetin üyelerine nasıl bir katkısı olabilir?

İş kolunda yetkili sendika olduk diyerek caka satanlara şu hatırlatmada bulunmak isteriz. Önemli olan sadece yetkili olmak değil, etkili olabilmektir.
Etkili olamayan bir sendika yetkili de olsa, örgütlü gücü kullanamadığından bir dernekten öteye geçemeyecektir.

Demokratik yönetimlerde kişiler tercih konusunda özgürdürler. Siz bunu ister kendi kişisel tercihleriniz olarak düşünün isterseniz kitlesel tercihler olarak. Sizin önünüzde seçenekli bir durum var ise istediğinizi seçmekte, istediğiniz yoldan gitmekte özgürsünüz. Ama önünüzde tek bir yol var ise o yola mahkumsunuzdur.

Ama kesin olan bir şey varsa o da sendika yönetim değişimi sürecinin biraz sancılı geçeceğidir. Bu bir doğumdur, bütün doğumlar sancılı olur. Bu nedenle de teşkilatımızın ve tüm üye arkadaşlarımızın biraz sabırlı olması gerekmektedir.

Yukarıda özetle saymış olduğum ve daha yüzlercesi eklenebilecek antidemokratik yaklaşımlardan, üyelerimizin hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için çalışmak yerine örgütlü gücün, gelirlerin amaç dışı ve keyfi kullanılması ve bütün çabalarımızın dikkate alınmaması ve benzeri sebeplerle yürütmüş olduğum mücadelemize sizleri de davet ediyoruz.

Sözümüz bu karanlığa bir mum yakmak isteyen dostlarımızadır. Sizi temsil edenleri ve temsil etme iddiasında olanları tanıdıkça bu mücadelenin ne denli yanlış ellerde olduğunu görüp bu nedenlerle gelin hep birlikte sendikamıza sahip çıkalım diyoruz. Bu nedenle de

BU GİDİŞE DUR DEMEK LAZIM DİYORUZ

Yolsuzluk iddiaları ve çirkin ayak oyunları ile gündeme gelen Sendika istemiyoruz. Tabanı ve sınıfı için yaptığı mücadelelerle gündeme gelen Sendika istiyoruz.

Şu bir gerçektir ki, sendikanın gücünü belirleyen üyelerinin bilinç düzeyidir. Eğer sendika yönetiminin çalışmalarında ve kararlarında üye aktif rol oynamıyor, yönetimin çizgisinde belirleyici olamıyorsa o sendikanın bürokratikleşmesi kaçınılmazdır. Bu durumda senin ekmeğine kan doğramaktır. Koltuğunu makamını ve saltanatını gaile çeken sendikacı kendini mi düşünecek sınıfını mı düşünecek?

Üyelerini sadece aidat verme mekanizması olarak gören, sendikamızı ise oturdukları koltuğun kapladığı alana hapseden bu zihniyeti yıkmak için gelin varlığınızla gücümüze güç katın.

Gece mesaj atıp yarın A.Ş. Olma Süreci karşıtı olarak diğer sendikalarla müşterek olarak eylem yapacağız dedikten sonra sabaha doğru yeniden mesaj atarak eylemden vazgeçiyoruz demek sizlere ve tüm çalışanlarımıza İHANET DEĞİLSE bile bahsetmiş oldukları esas FİTNE bu değil midir?

Halen görevi başındayken senin omuzlarına basarak sırtından siyasal rant devşirerek siyasi bir makama zıplamak ta o makama zıplayana plaket vermekte sizlere ve tüm üyelerimize İHANET DEĞİLSE nedir?

Tüm bunları da üye arkadaşlarımızın vijdanlarınıza havale ediyoruz.

GENEL MERKEZ BU İDDİALAR KARŞISINDA NEDEN SUSKUN?

Genel Merkez bu iddialara açık ve net olarak cevap vermedikçe bu iddiaların doğru olabileceği yönünde kuşkuların giderek yoğunlaştığı ve bu iddiaları içerir yeni bir savcılık soruşturmasına ihtiyaç duyulacağı tartışmasızdır.

Esasen bu genel yönetimin mahkeme kararıyla iş başından uzaklaştırılması elzem olmasına rağmen sendikamızın kurumsal kimliği zarar görmesin diye bugüne değin bu yönteme başvurulmamıştır.

Sendikamızın misyonu ve demokratik kurallarla asla bağdaşmayan Şube Kongresi Divan yönetiminin keyfi uygulamaları eşliğinde yasalara, hukuka ve ahlaki değerlere alenen aykırı şekilde Şube başkanlığına aday olanların SEÇİLME VE KONUŞMA YAPMA HAKKININ GASP EDİLMESİ SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ HUSUSLARIN KONUŞULMASINDAN KORKMAK DEĞİLSE NEDİR?

Bu genel merkez yönetiminin çoğunun daha üç beş sene önce sendikamıza gelmelerini ve yıllar önce bizlere karşı dişe diş olarak rakip sendikalarda sendikacı olarak mücadele etmeleri bir yana iktidarın arka bahçesi ve işbirlikçi olarak niteledikleri sendikamızı ve bizleri vatana ihanet, gerici, vs diye yaftalayıp iftiralar atan ve hakaretler eden sendikal yapılar içerisindeki sendikacılık yapan konumları düşünüldüğünde kendilerinin fikri ve aksiyon bakımından sendikamızla asla bağdaşmayan sendikal yapılar içerisinden bu gün sendikamızın başına hasbelkader gelerek bu şekilde ahkam keserek kendileri ile çelişmeleri bir yana aynı zamanda omurgasızlığında en güzel örneği değil midir?

Sizlerin sırtından siyasal rant devşirerek belediye başkanlığına zıplayan ağa babaları olan genel başkanın Türk Haber Sen Kayseri Şube başkanı olmak için mücadele ettiği ve kaybettiği kongre sonrasında orada kavgalar ederek bugün kendisinin ve şimdiki genel yönetimin karaladığı şahsımla görüşmesi sonrası Kayseri İl başkanlığına atadığım önceki genel başkanın 45 üyeyle gelip te Genel Merkeze yönetim kurulu üyesi olmaya çabaladığı 2003 yılındaki genel kongremizde Marmara Bölge Başkanı olan arkadaşımızın, sendikamızın üye sayısı 3800 iken 1400 ün üzerinde üyeyle Anadolu yakası Şube Başkanımız Mehmet Birtek ve Av. Yak. Şube Başkanımız Murat Gökdağ ile birlikte bu kongrede genel merkeze girmeyi zerre kadar düşünmeden daha önce hazırlayarak bankalardan kredi çekmeyi de zorlaştırdığımız tüzüğümüzün oluşmasına katkıda bulunan arkadaşlarımızın da motivasyonu ile birkaç ay sonra yapılan Ankara şube kongresinde çıkarmış olduğu kavga gibi, Genel kongremizde de kavga çıkarmasını önlemek için platformumuzun değerli üyelerince yatıştırıldığı da o günleri yaşayan tüm arkadaşlarımızca malumdur.

Hiç bir bütçesi olmadan tamamen kendi imkanlarımızla İstanbul'da sendikacılık yaparak sendikamızın bütçeye kavuşacak barajı aşmasında, kurumsal yapısını taa o zamanlarda oluşturarak sendikamızın bu günlere gelmesinde yetkiyi almasına aslında en büyük maddi ve manevi emeği verenlerden biri olarak bugün karalanan o dönemin fedakar ve azimli, inançlı birkaç üyesinden biri olarak o dönemlerde rakip sendikalarda olup bize karşı mücadele edenlerin hasbelkader üç beş yıl önce sendikamıza üye olup ta seçildikleri görevlerde kendi yaptıkları eylemler nedeni ile maruz kaldıkları ağır usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ile Cumhuriyet Savcılıklarına kadar şikayet edilerek sendikamızın prestijini adli makamlar nezdinde de sarsmaya yol açmalarına rağmen hala pişkin pişkin ona buna
çamur atmaları, kendilerine yöneltilen iddiaların hiç birini açık ve net olarak
cevaplayamamaları karşısında en iyi savunma saldırıdır mantığıyla hareket
ettiklerinin alenen ispatı değil midir?

Aynı zamanda PTT nin A.Ş. olması sürecinde eylem yapma kararı alıp sonra bundan vazgeçerek sendikacılık tarihimize yüzkarası olarak geçen bu yönetimin sendikacılığı sadece üye artırmaya indirgemesi bir yana yetkiyi biz aldık üyeyi artırdık böbürlenmesine yukarda bahsettiğimiz nedenleri göz ardı ederek nalıncı keseri gibi bu konuları hep kendilerine yonttukları bu durumun dahi gerçekleri yansıtmadığı açıktır.

Önceki genel başkanın Kayseri İl başkanı olarak 45 üyeyi 9 ay 46 ya çıkarmaması, sonra ise girdiği genel yönetimde hiçbir zaman yazılı ya da sözlü olarak açıklamadığı nedenlerle küsüp Kayseri'ye dönerek istifa edip etmediğini dahi net olarak söylemeden Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz misali davrandığı 3 yıllık sürede gözetildiğinde sadece genel başkanlığa aday olduğu ve seçilemediği 3 yıllık süre hariç olmak üzere, kara çaldığı ve üyemiz azdı dedikleri geçmişin içinde kendisi de bazı illerde 60-70 üyesi olup ta genel yönetime giren şimdiki bazı genel yönetim kurulu üyeleri ile beraber dolu dolu bulunmaktadırlar.

Bu teşkilat şahsımın görevde olduğu dönemde sırf beni ve ekibimi başarısız göstermek için bulundukları başkanlıklarda sendikacılık adına zerre kadar bir şey üretmeden yerinde sayarak teşkilat çalışmalarımızı baltalayanları bugün devletin ödediği üye aidatları nedeni başta olmak üzere konjoktürel bazı nedenlere dayalı olarak ulaşılan yetki sonrası dönemimin karalanmasını asla unutmayacaktır. Hele hele geçmişte uzun yıllar bizlere karşı rakip sendikalarda mücadele edipte bugün için hasbel kader sendikamızda çeşitli görevlere gelipte hiç utanıp sıkılmadan geçmişteki üye sayıları ile bugünkü üye sayılarını kıyaslama zübüklüğünü asla unutmayacak ve affetmeyecektir. Bunu ilk genel kongrede hep beraber yaşayıp göreceğiz inşallah.

Bunları bilmeyen pek çok yeni üyemize bu gün maruz kaldıkları yolsuzluk iddiaları karşısında ezilerek sendikamızda geçmişte görev alan pek çok arkadaşımızın sendikamızı neredeyse sıfırdan alarak sendikamızın üye sayısı 3800 iken ağababalarının Kayseri'de 45 üyesi varken, İstanbul'a çok yakın memur sayısı olan Ankara'da 48 üye varken İstanbul'daki 1400 üye sayısını unuttukları ve unutturmaya çalıştıkları gibi bizlerin görev yaptığı o dönemleri karalayanların üstelikte çeşitli vesilelerle ahlaktan ve fitneden bahsetmeleri aslında en büyük ahlaksızlığı yapanlarında en büyük fitne tohumlarını ekenlerinde bizatihi kendileri olduğunu göstermez mi?

O zamanlar rakip sendikalarda üye olup ta iktidarın arka bahçesi olarak gördükleri sendikamızın, bizlerin ve iktidarın arkasından vatan haini diye bahseden yapıların içinde yer almakta sakınca görmeyip aralarında arkamızdan ağza alınmayacak hakaretler eden birinin şube başkanı diğerlerinin de yönetim kurulu üyesi yapılmak üzere bir gece yarısı operasyonu ile göreve getirip bizlere başkan olarak dayatacaklarını
ve onlarında bizleri bu şekilde karalayacaklarını biri bundan 12 yıl önce bize
söylese her halde o kişiye aklını kaçırmış olacak derdik.

Hele ki bizlerin sendikamızı kurarken her zaman herkese özellikle de muhalif izlenimi veren arkadaşlara neredeyse zorla söz vererek eleştiriler bizim olumlu yönlenmemize ve hatta hatamız varsa onları da düzeltmemize neden olarak bizi daha da güçlü kılar düşüncesi ile en ağır eleştirilere dahi tahammül eden tavrımıza rağmen kendileri hakkında böylesine ağır iddiaları da gündeme taşıyan birini susturmak yerine tam tersine herkesin huzurunda onun açıkça konuşturulması ve bu iddiaların
karşısında da çıkıp açık açık bu iddialara cevap verilmesi gerekmez miydi?

SENDİKACI İDARE/İŞVEREN İLİŞKİSİ

Sendikacı işverenin bir organında görev almayı mesela iktidar partisinden
belediye başkanı adayı olmayı kafasına koymuşsa senin en önemli meselende mesela PTT nin A.Ş. olması sürecinde aday olabilme endişesiyle iktidarın emrindeki işverene mi yoksa sana mı daha yakın olur?

Böyle bir durum da hayati bir konuda yapılacak olan eylemde mesela gece
mesaj atılıp sabah eylemden vazgeçmekle sizce ne amaçlanmış olabilir?

Fitne konuşulacaksa bundan daha büyük fitne mesela ne olabilir?

Belki geçmişte 5 kuruş paramız yoktu üyemizde yok denecek kadar azdı ama bizler eylemden kaçarak ya da mesela şube yönetimi gibi böyle bir eylemden kaçma emrine direnmeyerek diğer sendikalardaki arkadaşlarımızın karşısında Allaha Bin şükürler olsun ki hiçbir üyemizin başını yere eğdirmedik.

İşte tam da bu nokta da tıpkı 11 Ekim 2014 tarihindeki sözüm ona kongrede olduğu gibi GEÇMİŞTEKİ TÜM EMEKLERİMİZE RAĞMEN VE KENDİ İÇERİSİNE DÜŞTÜKLERİ BU ZİLLETE RAĞMEN sendikamızda görevde olmadığımız dönemlerde bazı gelişmeler nedeni ile Hakkımız da arkamızdan yapılan tezviratları ve hakaretleri kimler yapmışsa onlara aynen hatta misliyle iade ediyoruz.

SONUÇ LARAK DİYORUZ Kİ!!!

LİSTELERİMİZİ HEP BİRLİKTE OLUŞTURMAK ÜZERE SİZLERİ DEMOKRASİ PLATFORMUNA DAVET EDİYORUZ

"Yolumuz uzun, Allah yardımcımız olsun." Camiamızın takdirlerine saygı ile arz ederiz.

DEMOKRASİ PLATFORMU GENEL BAŞKAN ADAYI
ALİ ERDOĞAN

İrtibat tel : 505 2631613

 
 
  •  

    Resul Altınışık ve Emre Adal bunu beğendi.
  • Emre Adal Sayın başkan genelmerkeze yönelik bu eleştiri tufanına neden sadece siz haizsiniz genelmerkez seçimlerinde sözde kelli felli sözde mütedeyyin aday arkadaşlar vardı seçim olsaydı kaybetmişlerdi seçimin ertelenmesi ve eğer olursa kayyum olayı bu arkadaşlara sonuna kadar yararken bu arkadaşlar halen niye sessiz,birilerinin ibadetleriyle dalga geçme (bunlar mutedeyyin ya)işleri dışında bunlar ne işle uğraşır temsil ettikleri taban onlara ne için oy verecek bu yönetim sonuçta sendika üye sayısını yüzde 260 artırmış bunun sonucunda yetkili sendika yapma başarısı sağlamış bir yönetim neden bu sözde mütedeyyinlere oy verecek bu arada mutedeyyinlik ne zamandan beri etnik bir kümeleşmeyi vizyon haline getirmiştir.mütedeyyin tabanın sözüm ona tek temsilcisi olduklarını dillendirerek kendileri dışındakileri hangi kesimin temsilcisi saymaktadırlar bence sendikamızda bir yönetim yani iktidar sorunundan çok omurgalı bir muhalefet sorunu vardır.önde al gülüm ver gülüm arkada onlar öteki ve veya sözde mağduru oynama muhalefeti bizim sendikamıza yakışmamaktadır...demokrasi platformu bunun için var olmalı seçimi kazanamasa bile bir turnusol kağıdı vazifesi görüp bütün maskeleri yere indirmeli...vesselam..saygılarımla.